KAZAKİSTAN DOSYASI

K A Z A K İ S T A N   T A R İ H İ

Kazakistan tarihi, kaynak itibariyle çok zengin ve köklü bir geçmişe sahiptir.

Bu topraklar Türklerin tarih sahnesine ilk çıktıkları yer olmasından dolayı ayrı bir öneme sahiptir.

En eski Türk kavimlerinden birisi olan Kazakların tarihi sekiz dönem halinde incelenmektedir.      

             

  1. Dönem

İlk dönem: Yapılan araştırmalar sonucunda Kazakistan topraklarında 8 milyon yıl önce insanların yaşamış olduğu ortaya çıkmıştır. Kazakistanın doğal ve coğrafi özelliklerinden dolayı bu bölgeye gelen insanlar daha sonraları birleşerek bir araya gelip göçebe hayatı sürdürmüşlerdir.

Avrasya bozkırlarında M.Ö. 13. ile 8. asırlar arasında yaşamış kavimlerin kullandıkları araç ve gereçleri, kültürel motifleri, dini inanışları Kazak halkının sahip olduğu kültürel zenginliğin köklerini oluşturmaktadır.

  1. Dönem

M.Ö. 8. ile 6. asırlar, Saka, Üysin, Hanlı ve Hun kavimlerinin devlet kurdukları dönemdir.

Bu devrenin en önemli özelliği bozkırlarda yaşayan kavimlerin birleşerek devlet kurmalarıdır. Tarihin babası sayılan Herodota göre, Saka olarak adlandırılan kavimler M.Ö. 8. ile 4. asırlar arasında yaşamışlardır. Yine eski Çin kaynaklarından olan Hannamada (M.Ö. 104 - 91. yıl), eski Türk kavimlerinden olan Üysin, Hanlı, Alan, diğer adıyla Yansay ve Alşınların, M.Ö. 1. ile M.S. 3. asırlar arasında bu bölgede yaşayan büyük kavimler oldukları belirtilmektedir. Aynı zamanda bu kavimler sonradan kurulan büyük Türk devletlerinin de temellerini oluşturmaktadır.

Çok geniş bir bölgeye hakim olan Sakalar, Büyük İskenderi, Fars komutanları Kiros ve Dariusu durdurmayı başarmıştır.

M.Ö. 3. asırda Mete Han tarafından kurulan Hun Devleti M.S. 3. asra kadar Avrasya bozkırlarında at koşturmuştur. Hunlar Avrupa ve dünya tarihinde büyük değişiklere yol açmışlar. Hunların yaptıkları seferlerden kendilerini korumak isteyen Çinliler meşhur Çin Settini yapmışlardır. Avrupa Hun İmparatoru Atilla, yanına Germen kavimlerini de çekerek Roma İmparatorluğunun yıkılmasına sebep olmuştur.

  1. Dönem

M.S. 6. ile 13. asırlar, Göktürkler ve Türki devletler dönemi.

Göktürkler 552de Bumin Kağan tarafından kurulmuştur. Kısa zamanda bütün Orta Asyaya hakim olan Göktürkler o devirde dünyanın en büyük devletleri olan Çin ve Bizansa karşı koyabilecek güce ulaşmışlardır. Göktürkler ve kendisinden sonra gelen Batı Göktürkleri, Karluklar, Oğuzlar, Karahanlılar, Gazneliler ve Kıpçaklar Avrasya tarihinde silinmez izler bırakmışlardır. Türkler o devirde dünyada belli bir seviyeye ulaşan göçebe kültürünü de zirveye taşımışlardır. Ticari hayatta da ileri seviyelere ulaşan Türkler Avrupa ve Asyayı birbirine bağlayan meşhur İpek Yolunun ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Kazakistanın Yedisu bölgesindeki Sır Vadisinde yer alan Otrar, Taraz, Sıganak, Yesi, İsfedcap, Merke, Balasagun, Savran, Ordakent, Kulan gibi şehirler İpek Yolu üzerinde kurulan belli başlı şehirlerdir.

Bu şehirler yerleşik kültürle göçebe kültürünün birleştiği noktalar olmuştur. Bu bölgeler her iki kültürün en güzel yanlarını kendi kültürel değerleriyle yoğurarak zengin bir Türk Uygarlığı meydana getirmiştir.

11 ile 12. asırlarda Avrasya bozkırlarında Kıpçaklar Deşt-i Kıpçak adıyla büyük bir devlet kurmayı başarmışlardır. Bu devlette birlikte yaşama, ortak dili kullanma, asırlarca devam ede gelen göçebe ve yarı göçebe hayatın getirdiği bağımsız hayat anlayışı, halkın ortak ve değişmez anlayışı haline gelmiştir.

Tarihi kaynaklarda, Kıpçakların Kazak halkının temelini oluşturduğu düşüncesi yaygındır. Geçmişi Kıpçaklara dayanan Kazak halkı, bütün Türk halklarının anayurdu olan bu kutsal topraklara günümüze kadar hakkıyla sahip çıkmıştır.

  1. Dönem

Moğol İstilası Dönemindeki Kazakistan.

8. asırda gerçekleşen Moğol istilası, Kazak halkının temelini oluşturan kavimlerin birleşerek devlet haline gelmesini iki asır geciktirmiştir. Cengiz Han komutasındaki Moğol ordusu Türk kavimlerine çok büyük zarar vermiştir. Moğollar Türk halklarını öldürmekle kalmamış kültürel değerlerini de ortadan kaldırmıştır. Üretim alanlarını, sulama kanallarını, yerleşim merkezlerini yıkmışlar ve Türk kavimlerinin uzun zamanda elde ettikleri birikimleri yok etmişlerdir.

Özellikle kitap zenginliği ve sayısı bakımından Mısırdaki İskenderiye kütüphanesinden sonra gelen Otrar Kütüphanesinin yakılması ve Türk kavimlerinin kültür ve manevi merkezi olan Otrar şehrinin yerle bir edilmesi ortak kültürümüze vurulan en büyük darbelerden biri olmuştur.

Moğol istilası Türk kavimlerine büyük zararlar vermekle beraber onları tamamen yok edememiştir. Aksine önceleri boy boy yaşayan Türklerin Moğollara karşı birlikte mücadele etme ihtiyacı duymalarını sağlamıştır. Moğollara karşı güçlü olmak gerektiğini idrak eden Türk kavimleri birleşerek büyük devletler kurmuşlardır.

  1. Dönem

Kazak Hanlığı Dönemi

Moğol istilasından sonra yönetim ve sosyal hayatta etkili olan Kıpçaklar, iç içe yaşadıkları ve yönetici konumunda olan Moğolları Kıpçaklaştırmışlardır.

Daha sonraları Canibek ve Kerey Han öncülüğünde Kıpçakların Şeybani kolundan ayrılarak Kazak bozkırlarına yerleşenlere zamanla Kazak ismi verilmiştir. Kazak adının nereye dayandığı konusunda tam bir fikir birliğine varılmış değildir. Genel olarak ilim adamı ve araştırmacılar Kazak adının bağımsız, hür yaşayan, serbest insan ya da halk manasına geldiğini söylemektedirler. Çünkü Moğol istilasına karşı çıkıp kendi bağımsızlığını elde etmeye çalışan kavimlere Kazak adı verilmiştir. Zamanla Kıpçak adı Kazak adına dönüşerek bağımsız bir ülke olarak tarihteki yerini almıştır.

Kazak Hanlığının kurulduğu dönemde hayatta olan meşhur tarihçi Muhammed Haydar Dulati Kazak Hanlığını Canibek ve Kerey Hanların 1456-1466 tarihleri arasında kurduklarını belirtmektedir. Yarım asırda nüfusu 200 binden 1 milyona ulaşan Kazak Hanlığı, özellikle Kasım Han (1511-1523) döneminde, zamanının büyük devletleri ve Rusya tarafından tanınmıştır.

Haknazar Han (1538-1580) döneminde bugünkü Kazakistan topraklarını oluşturan İdil ve Yayık Nehirleri arası, Sırderya kıyıları ile Altay ve Tarbagatay bölgesi tamamen alındı. Yesim ve Tevke hanlar döneminde Kazak halkının yapılanmasında büyük faydalar sağlayan çeşitli kanunlar çıkarıldı. Çıkarılan bu kanunlarda halk kurultayının nasıl toplanacağı, hangi boyun nereye yerleşeceği ve boylar arası ilişkilerin nasıl düzenleneceği ve buna benzer bir çok konuda maddeler bulunmaktadır. Bu dönemde Kazak Hanlığının doğusunda 1465te Jongar Devleti kuruldu. Batıda ise Rusya bir imparatorluk olarak Kazak Hanlığı sınırlarına dayanmıştı.

Rusya ve Çin devlet siyaseti olarak Kazakistanı Asyanın giriş kapısı ve anahtarı olarak görüyorlardı. Bu nedenle Kazakistan topraklarını ele geçirmek için adete birbirleriyle yarışır duruma geçtiler. Bunun neticesi olarak da Jongarlara silah, malzeme ve asker yardımında bulunmayı vadederek Jongarların Kazak topraklarına saldırmalarını sağladılar. Jongar saldırıları 1599dan 1750 yılına kadar devam etmiştir. Bu uzun dönemde meydana gelen savaşlarda yorgun ve zayıf düşen Kazak halkı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Fakat büyük devlet adamı ve siyasi dahi olan Abılay Han, Kazakların yok olma tehlikesini ortadan kaldırmıştır. Abılay Han izlediği denge siyaseti sayesinde önce üç cüzü (Kazak boyları) birleştirerek Jongar tehlikesini bertaraf edip, Jongarların işgal ettikleri toprakları geri almış. Ayrıca Rusya ve Çinlilerle dahice mücadele ederek Kazak halkının tekrar güçlenmesini sağlamıştır.

  1. Dönem

Çarlık Rusyanın Egemenliğindeki Kazakistan

Rusya 1580li yıllardan itibaren Kazak topraklarını ele geçirmek için çeşitli planlar yapmış ve bunu hayata geçirmeye çalışmıştır. Kazakların Jongarlara karşı zayıflamasını da fırsat bilerek bu planlarını ancak 1731de Küçük Cüzün Hanı Ebulhayır Hanın Rusyanın egemenliğini kabul etmesiyle uygulayabilmiştir. Rusyanın uyguladığı bu istila siyaseti Ebulhayır Hanı Ruslara boyun eğmeye mecbur etmiştir. Zamanla Ruslar planlı olarak Kazak topraklarını ele geçirerek, aldıkları yerlere Rus nüfusu yerleştirmeye başlamışlardır. 1917 yılına gelindiğinde Ekim İhtilali öncesi Kazakistan nüfusunun % 42si Ruslardan oluşmaktaydı. Bu dönemde hanlık idaresi kaldırılmış, Kazakların elindeki 72 milyon desyatina (1 desyatina 1.09 hektara eşittir.) verimli arazi alınıp Ruslara verilmiştir.

Fakat Kazak halkı bağımsızlığını kazanmak için mücadeleden vazgeçmemiştir. 18. yy.ın sonu ile 1916 yılına kadar geçen zamanda Ruslara karşı 300 defa ayaklanarak, bağımsızlıklarına kavuşmaya çalışmışlardır. Ayaklanmaların milli kahramanları ise; Sırım Datoğlu, İsatay Taymanoğlu, Muhammet Ötemisoğlu, Kenesarı Kasımoğlu, Cankoca Nurmuhammedoğlu, Amangeldi İmanoğlu, Bekbolat Aşekeyoğlu gibi büyük kahramanlardır.

Milli mücadelelerine aralıksız devam eden Kazaklar, zamanla çeşitli alanlardaki eksikliklerini de gidermeye çalışmışlardır. 19. yy.ın ikinci yarısıyla 20. yy.ın birinci çeyreğinde yaşayan; Şokan Velihanov, Ibıray Altınsarin, Abay Kunanbayoğlu gibi araştırmacı, eğitimci ve şairler ülkenin bilim ve eğitim alanında gelişmesi için; Alihan Bökeyhanov, Ahmet Baytursınov, Mirjakıp Dulatov, Mustafa Şokay, Muhammedcan Tınışbayev, Magjan Cumabayev gibi insanlar da ülkenin idari, ekonomik ve askeri alanda gelişmesi için büyük gayret sarf etmişlerdir. Yaptıkları çalışmalarla Kazak halkında milli ruhu uyandırıp, Rus idaresine karşı bilinçli mücadelenin başlatılması ve bağımsız Kazakistan Devletinin kurulması için mücadele etmişlerdir.

  1. Dönem

Sovyetler Birliği Dönemindeki Kazakistan

Sovyetler Birliği yönetimi ülkede 74 yıl sürmüştür. Bu süreç iki farklı dönemden oluşmakta olup, iki ayrı özellik göstermektedir.

Birinci dönemde; 1921-1922 ve 1931-1933 yılları arasında Kazak halkı kasıtlı olarak aç bırakılmış ve bu durum 3 milyon insanın açlıktan ölmesine sebep olmuştur. Bu dönemde Kazak halkı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Yine bu dönemde 30 binden fazla insan idam edilmiş yüz binlerce insan esir kamplarına gönderilmiştir. Bütün bunlarla beraber Ruslaştırma siyaseti neticesinde Kazak halkı milli kimliğini, dilini ve dinini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.

İkinci dönemde; sanayi, eğitim, sanat ve kültürel faaliyetler gelişmeye başlamıştır. Kazakistanın değişik bölgelerinde üniversiteler, tiyatrolar ve akademiler açılmıştır. Bu dönemde, Kuanış Satbayev, Muhtar Avezov, Yusufbek Aymatov, Saken Seyfulin, Gabit Musirepov, Sancar Asfendiyarov, Külaş Bayseyitova ve Sara Jiyenkulova gibi şahsiyetler yetişmiştir. Fakat bu dönem de Kazak halkı için çok zor ve çileli geçmiştir. Ruslaştırma siyasetinin doruk noktaya ulaşması sebebiyle sonunda kazak gençleri Komünist Rus idaresine karşı 1986 yılı Aralık ayında ayaklandılar. Resmi kaynaklar bu ayaklanmanın, Kazak olan Dinmuhammed Kunayevin görevden alınıp, Rus Kolbinin Kazakistan Komünist Partisi Genel Sekreterliğine getirilmesinden dolayı çıktığını söyleseler de, aslında ayaklanma; Komünist parti diktatörlüğüne, Ruslaştırma siyasetine, nükleer silah üretim sahalarının Kazakistanda ve Kazakların yoğunlukta olduğu bölgelerde kurulmasına ve ekolojik kirlenmenin çok büyük boyutlara ulaşmasına karşı yapılmıştır.

1986 Aralık ayında olan ayaklanmanın Ruslara karşı yapılan önceki ayaklanmalardan farkı yoktur. Bilakis önceki ayaklanmaların devamı niteliğindedir. Bu ayaklanma Sovyetler Birliği idaresindeki diğer ülkelerin de uyanmasına ve onların da bağımsızlık mücadelelerinin başlamasına misal teşkil etmiştir.

  1. Dönem

Bağımsız Kazakistan Dönemi:

1991 Yılı

- Kazakistanın Bağımsız bir devlet olduğu ilan edildi.

- İlk defa devlet başkanı halk tarafından seçildi.

- Sovyet Sosyalist Kazakistan Cumhuriyeti yerine Kazakistan Cumhuriyeti ifadesi kullanılmaya başlandı

- Almatı`da Bağımsız Devletler Topluluğu Kuruldu.

- Nükleer Silahların denendiği Semey Poligonu kapandı.

- Kazak astronot Toktar Avbekirov ilk defa uzaya çıktı.

- Kazakistan elmas ve altın vakfı kuruldu.

1992 Yılı

- Kazakistan Birleşmiş Milletlere üye oldu.

- Kazakistan Milli Ordusu kuruldu.

- Bağımsızlığın sembolü olan bayrak, milli marş, milli amblem kabul edildi.

- Almatıda Dünya Kazaklarının I. Kurultayı toplandı.

- Kazakistan Uluslar Arası Ekonomik İşbirliği Örgütüne girdi.

- Kazakistanın Türkiye, Rusya, Almanya, İran, Azerbaycan, Fransa, Beyaz Rusya, Gürcistan, Kırgızistan, Moldavya, Türkmenistan, Özbekistan ve Ukraynada elçilikleri açıldı.

1993 Yılı

- İlk anayasa kabul edildi.

- Deniz Kuvvetleri Komutanlığı kuruldu.

- Savunma Bakanlığı kuruldu.

- Tenge para birimi olarak kabul edildi.

- Halk Birliği Teşkilatı kuruldu.

1994 Yılı

- İkinci Kazak astronot Talgat Musabayev uzaya uçtu.

- Nursultan Nazarbayev Avrasya Birliği adıyla Avrasyada yer alan ülkelerin birlik kurması fikrini ortaya attı.

- Komünist idare döneminde yasaklı bulunan Sultanbek Kojanov, Saken Seyfulin, İlyas Jansugurov, Beyimbet Maylin gibi Kazak aydınlarının 100. doğum yıl dönümleri resmi olarak ve büyük törenlerle ilk defa kutlandı.

- Kazakistan NATO ile ilişkilerin geliştirilmesi için anlaşma imzaladı.

1995 Yılı

- Kazakistan Halkları Asamblesi kuruldu.

- Anayasa yeniden düzenlendi.

- Parlamento seçimleri yapıldı.

- Devlet Başkanının görev süresinin 2000 yılına kadar uzatılması için referandum yapıldı.

- UNESCOnun desteğiyle Kazak halkının büyük şairi ve mütefekkiri Abay Kunanbayevin doğumunun 150. yılı törenlerle kutlandı.

- İlk Kazak astronotları Toktar Avbekirov ve Talgat Musabayev Kazakistanın halk kahramanları olarak ilan edildi.

1996 Yılı

- Almatıda Bağımsızlığı temsil eden heykelin açılışı yapıldı.

- UNESCO ile beraber büyük halk şairi Jambıl Jabayevin doğumunun 150. yıl dönümü kutlandı.

- Akmola Üniversitesinin adı Güilyov Avrasya Üniversitesi olarak değiştirildi.

- Yüksek Anayasa Kurulu kuruldu.

1997 Yılı

- Kazakistanın başkenti Almatıdan Akmolaya taşındı

- Kazakistan 2030 yılına kadar devam edecek bir devlet programını kabul etti.

- UNESCOnun da katıldığı törenlerde doğumunun 100. yılında büyük yazar araştırmacı Muhtar Avezov anıldı.

- 1997 yılı, Kazakistanda yaşayan değişik milletler arasında Barış ve Kardeşlik yılı ve aynı zamanda komünist idare döneminde öldürülen milli kahramanları anma yılı olarak ilan edildi.

1998 Yılı

- Yeni başkent Akmolanın adı Astana olarak değiştirildi.

- Milli tarihçi ve yönetici Muhammet Haydar Dulati doğumunun 500. yıl dönümünde anıldı.

- 1998 yılı Birlik ve Tarih Yılı olarak ilan edildi.

1999 Yılı

- Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Nursultan Nazarbayev yeniden Cumhurbaşkanlığına seçildi.

- Kazakistan petrollerinin 100. yılı kutlandı.

- Jeolog ilim adamı Kanış Satbayevin UNESCO çapında doğumunun 100. yılı kutlandı.

- 1999 yılı Kazakistan Halkları Birliği ve Gençlik yılı olarak ilan edildi.

2000 Yılı

- Türk Halklarının altın beşiği olarak adlandırılan Türkistan şehrinin kuruluşunun 1500. yılı kutlandı.

- Almatıda Kazakistanın en büyük merkez camisi hizmete açıldı.

- Kazakistan İlim ve Eğitimcilerinin II. Kurultayı toplandı.

- 2000 yılı Milli Kültürü Destekleme yılı olarak ilan edildi.

2001 Yılı

- Bağımsız Kazakistanın 10. yıl dönümü kutlandı.

- Almatı il merkezi, Taldıkorgana taşındı.

- Kazakistan ilim ve eğitimini geliştirme kanunu kabul edildi.

- Aktav şehrinde Kazak gençlerinin 1. kongresi toplandı.

- 2001 yılı Ulaşım Yolları Yılı olarak ilan edildi.

2002 Yılı

- 2002 yılı Sağlık Yılı olarak ilan edildi.

- UNESCOnun desteğiyle Taraz şehrinin 2000. kuruluş yıl dönümü kutlandı.

- Türkistanda Dünya Kazaklarının II. Kurultayı yapıldı.