CIA ve MOSSAD'IN İŞİ MİYDİ
Bükreşte yapılan NATO zirvesinde ABD başkanı Bush Afganistana yardım için 11 eylül örneğini vermişti. Bush müttefiklerine, "eğer ki destek olmazsanız El Kaidenin benzeri terör hareketlerine hazır olun!" dedi..
Peki bu şantaj tuttu mu? Hayır. Neden? Çünkü müttefikler ve dünya kamuoyu çok iyi biliyordu ki; Afganistan ve Irak işgalleri, ne 11 Eylül, ne kitle imha silahları için yapılmıştı. Ya peki ne için yapılmıştı? İsrailin Güvenliği başta olma üzere Avrasyada ve Ortadoğudaki enerji yataklarına el koymak ve enerji güzergahının denetimini kontrol altına almaktı.
Sonuç ise ortada. Afganistanda ABD ve müttefikleri kent merkezlerinin dışında etkinlik kuramadılar. Irakta da durum aynı. Üstelik direniş tüm boyutlarıyla sürüyor. Ve tam Irak bunlar için tam bir bataklık haline geldi. ABD için artık Vietnam sendromu başlamıştır.
Peki ABD başkanının vurguladığı 11 Eylül neydi? Bu konuda yüzlerce kitap yazıldı. Video çekimlerindeki görüntüler hala analistlerce değerlendiriliyor. Böyle alanen Saldırların gerçek olup olmadığı bile tartışılıyor. Ve daha ilerisi 11 Eylül New York ikiz kuleler saldırısını gerçekten El Kaide örgütü mü yapmıştı diye soruluyor..!!!!
Bakın; İtalya eski Cumhurbaşkanı Cossiga, 11 Eylülde düzenlenen saldırıların CIA ve Mossad tarafından gerçekleştirildiğini ve bunun bütün küresel istihbarat örgütleri tarafından bilindiğini söyledi
Eski Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga İtalyanın en itibarlı gazetelerinden Corriere della Seraya verdiği röportajında, "...Ön safta İtalyan merkez solu olmak üzere, Amerika ve Avrupanın bütün demokratik unsurları gayet iyi biliyor ki bu feci saldırılar (11 Eylül saldırıları) CIA ve Mossad tarafından, Arap dünyasını suçlamak ve Batılı güçleri Irak ve Afganistana müdahaleye tahrik etmek için planlanıp gerçekleştirildi" dedi.
El Kaide lideri ve ABD nin has adamı olan ve halen tüm şirketlyeri dünyanın dört bir yanında para basan ABD yetiştirmesi Vahhabi Üsame bin Ladinin saldırıyı itiraf ettiği video kaydıyla ilgili kuşkularını da dile getiren Cossiga, bu nedenle tahrifatın ustası Silvio Berlusconiye ne İtalyan Cumhurbaşkanlığı ne de merkez solun temsilcilerinden tek bir dayanışma kelimesi gelmediğini" söyledi.
Saldırılar gerçek bir uzmanlık ve sabotajcı eseri!
Cossiga, 11 Eylülle ilgili ilk şüphelerini 2001de araştırmacı Webster Tarpleye şöyle açıklamıştı: "Saldırıların arkasındaki akıl son derece sofistike olmalı. Sadece fanatik kamikazeler devşirecek kadar değil, aynı zamanda yüksek uzmanlık düzeyinde personele sahip olacak kadar büyük imkanları da olmalı. Bir tek şey ekleyeyim: Bu saldırılar radar sistemine ve uçuş güvenlik elemanları arasına sızılmadan kesinlikle gerçekleştirilemez.!
ABD-GLADİO Bağlantısı
Açık sözlülüğüyle tanınan Cossiga, 60, 70 ve 80lerde Avrupadaki bombalama olaylarından sorumlu tutulan ve temel uzmanlık alanı ülkelerdeki yerel politik muhalefetin üzerine yıkılacak eylemler gerçekleştirmek olan NATO himayesindeki Gladio örgütünün varlığını ifşa ederek yapılanma içindeki rolünü de itiraf etmişti. İfşaatlarıyla İtalyan siyasi düzenini rahatsız eden Cossiga, 1992de istifa etmek zorunda kalmıştı. Cossiganın beyanları, 2000 yılında İtalya Parlamentosunun Gladio ile ilgili soruşturmasına da katkı sağlamış ve bu soruşturma sırasında saldırıların ABD istihbarat birimlerinin gözetiminde olduğuna dair kanıtlar ortaya çıkmıştı.
İtalyada saygın bir isim olan ve Hayat boyu senatör ve bir hukuk profesörü olarak İtalyada saygın bir isim olan Cossiga, önce Temmuz 1983te İtalyan senatosuna seçilmiş, 1985 teki seçimlerde büyük başarı sağlayarak İtalyan Cumhurbaşkanı olmuştu. 7 yıl süreyle İtalya Cumhurbaşkanı olan Cossiga bu görevi 1992 ye kadar sürdürdü.
Ya Türkiye'de!
Türkiye'de kasdi olarak "Dünyadaki tüm Türk boyları ile 150 milyon bir nüfusa sahip,Türk Milletinin/Ulusunun Yaşam ve Varoluş destanı düzmece bir illegal operasyona verilmiştir.TÜRK MİLLETİ/ULUSU BUNU YAPANLARI ASLA AFFETMEYECEKTİR.BU KİŞİLERE KESER DÖNER SAP DÖNER BİRGÜN OLUR HESAP DÖNER DİYEREK GELECEĞİ BEKLEYİN DİYEREK BİR TÜRK ATASÖZÜNÜ HATIRLATMAKTADIR. Düzmece Ergenekon adıyla yürütülen soruşturma kapsamında Yabancı Servislerin işbirlikçisi Gladio konusu, hep gündemde. Faili meçhul cinayetlerden, birçok bombalama ve öldürme olaylarında Gladionun yeri ve rolü tartışılıyor. Türkiyede bu konuda onlarca kitap yazıldı. Yazıldı, konuşuldu ama bir türlü örümcek ağının yeri kimliği netleştirilemedi.. Susurluk, Özal suikasti ve nihayet Ergenekon. Hepsi düzmece ve altından yabancı servislerin kokuları gelmektedir.Hepsinde düğümlenen kritik sorular Yabancı bir servisin emrindeki bir Gladioda düğümlenmektedir.
Açılım yapılabiliyor mu ? Hayır. Peki neden?
11 Eylülün ABD de ve Avrupada tartışılması gibi Türkiyede de konu tartışılıyor ama bağlantılar, yabancı servislerin Türkiyedeki işbirlikçileri ve onlarla olan ilişkiler yumağı bilenlerce itiraf edilmiyor. Edilmeyince her seferinde kördüğüm atılmış oluyor.Büyük bir ihtimalle TSK ve Güvenlik güçlerinin içine sızmış ve yabancı servislere hizmet edenlerin deşifre edilmesi gerekmektedir.Bunu ilk kez başaran rahmetle Hablemitoğlu Türkiyede yabancı gizli servislere hizmet eden beşbin kişinin adını ve makamını tespit etmişti.Ama malesef yine bu servislerin kesin susturma suikasti ile kalleşce öldürüldü.
ABD dünyayı dinliyor!
ABD; 11 Eylülden önce soğuk savaş döneminde gerek uydu gerekse yer istasyonlarından dinleme yapmaktaydı. 11 Eylül sonrası Bush; Star Wars-uzay doktrini kavramı ile yeni konsept belirledi. Böylece dünyanın hemen her coğrafyasında odaklanmış yapılanma oluşturdu.
Terörle ilgili olarak gündemde istihbarat, anlık istihbarat, bilgi paylaşımı gibi konular yer aldı. Peki! ABD istihbarat ve güvenlik örgütleri nelerdir, nasıl faaliyette bulunmaktadırlar?
ABD, devlet sistemi içinde gizli servislerin önemli yeri vardır. Casusluk ve gizli çalışmalar diplomasi ile birlikte yürütülmektedir.
Amerikan Ulusal Kontrterörizm Merkezi (NCTC), terör şüphelileri listesinde yer alanlar 2003 yılında 325 bin iken 2006 da 1 milyona yaklaştığı ifade edilmektedir. Bu kişilerin çoğu ABD vatandaşı değildir ve ABD de oturmamaktadır.
ABD, dünyada; devletleri insan hakları ve demokrasi afyonu ile çözmektedir. Medya ve sivil toplum örgütleri kanalı ile toplum direncini kırmaktadır. Direnen ülkeleri ise askeri yönden işgal etmekte veya tehdit etmektedir. ABDnin en büyük ve etkili gücü ise iletişim ağı ve finans gücüdür. Dünya Bankası, IMF ve Dünya Ticaret Örgütü, ülke ekonomilerini sarsmakta ve ABD önünde dize gelmektedir.Küreselleşme ile birlikte, çok uluslu şirketlerin yaygın çıkarlarını korumak için küresel güç; teknolojiyi, dinleme, takip etme, tespit ederek etkisiz hale getirme stratejisinde kullanmaya yönelmiştir. ABD yöneticilerinin çok uluslu şirket yöneticileri olması, ABD askerî gücünün Amerikan şirketlerinin dünya genelindeki çıkarlarını koruma ve kollama amacıyla kullanılması sonucunu doğurmuştur. Bu güç ise yeni imparatorluk olarak ABD egemenliğini sağlamaya yönelmiştir.
Küresel güç ABD, dünyayı, yüksek teknoloji ile dinlemekte, askeri güçle kontrol etmektedir. ABD bu nedenle Ulusal Güvenlik Dairesince (NSA) geliştirilen ECHELON sistemi ile ticarî ve askerî iletişim uyduları aracılığıyla haberleşmeyi dinlemek için geliştirilen sistemle dünyayı dinlemektedir. Bu sistem, dünyadaki bütün telefon, faks, telsiz SMS ve elektronik posta iletişimini dinleyen dev kulaktır. Gelişmiş anten sistemleri ABD, İtalya, Türkiye, İngiltere, Yeni Zelanda, Kanada, Avustralya , Pakistan ve Kenyada bulunmaktadır.
Sistem, topladığı bilgileri 1996 yılında NSAnın Fort Meadedeki merkezinde kurulan ve Internet esaslarına göre çalışan Intelink adlı bilişim ağıyla paylaşmaktadır. Intelink ABDnin 13 ayrı istihbarat örgütü ile bazı dost istihbarat örgütlerini birbirine bağlamaktadır. Böylece merkezi kontro – denetim takip ağı ile dünyayı takip ederek yönetme ve yönlendirme mekanizması işletilmektedir.
ABDnin yeryüzündeki haber alma amaçlı gizli güçleri olarak bir çok kuruluş çalışmaktadır. Merkezi Haber Alma Örgütü (CIA), Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Ulusal Keşif Ofisi gibi bir çok İstihbarat örgütü çok yönlü çalışmaktadır. Bunlar aynı zamanda Ticaret, Hazine ve Enerji Bakanlıkları için de çalışmaktadırlar.
CIA; 16 bin ajanı, 4 milyar dolarlık bütçesi, ülke dışında binlerce ajanı ile 1940larda kurulmuştur. CIA başkanı George Tenet “Bizim işimiz gün geçtikçe teknolojik oldu, ama görevimiz her zaman aynı. Biz casusuz, gizli işle uğraşırız , bunun içinde gizli ajanlarla çalışırız.*** derken dost ya da dost olmayan ülke ayrımı olmadığını belirterek ***ABDnin yaşamsal çıkarları yalnız bize karşı olan ülkelerde değil, bizim için hiç tehlikeli olmayan dost ülkelerde de söz konusudur.***diyerek hedef belirlemesini net ortaya koymaktadır.
DIA (Savunma Haber alma Ajansı) Askeri örgüt; 19 bin görevlisi ile 2.5 milyar dolarlık bütçesi ile Kara Hava ve Deniz Kuvvetleri haber alma çalışmalarıyla eşgüdümlü çalışan kuruluştur. Özel araştırmacılara sahiptir. 1961 yılında kuruldu. DIA, ABDnin askeri operasyonlarına yön veren istihbarat teşkilatı haline gelir. Savunma istihbarat Örgütü DIA; savunma savaşı yapan bir istihbarat örgütüdür. Dünyanın her yerinde sivil asker olarak binlerce çalışanı ile DIA diğer istihbarat örgütlerinde farklı olarak yabancı ülkelerin askeri güçlerine istihbarat desteği sağlayarak onları yönlendirmek ve diğer ülke askeri güçlerinin ABD çıkarlarına uygun olmasını sağlamakla görevlidir.
NSA (Ulusal Güvenlik Ajansı); 100 bin kişinin çalıştığı ABDnin dünyadaki kulağıdır. Elektronik dinleme tesisleri ile istediği telefon konuşmalarını dinleyen Fax ya da e-mailin kopyasını alan dev bir kuruluştur.
NRO (Ulusal tanımlama Bürosu); 7 milyar dolar bütçesi ile 200 kişinin çalıştığı, dinleme ve kopyalama için gerekli uyduların uzaya yerleştirilmesi ve uydularla gönderilen fotoğrafların kopyalanması ile görevlidir. Uydulara sahip Büro; yüksek teknoloji ürünü, askeri-ticari tüm bilgilerin takip edilmesi ve ilgili birimlere aktarılmasıyla da yükümlüdür.
ABD bu güçle, siyasi ekonomik gücünü kabul ettirmek, boyun eğdirmek, tek güç imajı oluşturmak amacıyla çalışmaktadır. ABD, global güvenlik ve İstihbarat ağı ile dünya egemenlik mücadelesine yönelmiştir.
Günün Sözü: Gerçekleri öğrenmek istiyorsun sakin ol. Çok yönlü düşün ve araştır. Gerçeğe ancak o zaman ulaşırsın .Oyuna gelmek istemiyorsan, rakibinin nelere sahip olduğunu bilmelisin.
Prof.Dr.Nurullah AYDIN
KÖKTÜRKLER