ATATÜRK'ÜN DOSTU VATANSEVER ERMENİLER

 

Ülkemizde sadece etnik özürlü ve emperyalistlerle işbirliğinde azınlıklar olmadığına,azınlıklar içinde kendini TÜRK hisseden ve Türklerin safında çeşitli mücadelelere katılmış olanlarında bulunduğu bilincini taşıyarak sizlere birkaç örnek vermek istedik.........

VATANSEVER ERMENİLER !

Atatürkün dostu olan dört Ermeni 19.Mayıs.1919 da Anadoluya geçerek Milli Kurtuluş Savaşını başlatmak isteyen Atatürk, Samsuna giderken vapurun rotasını Berç Keresteciyanın  ingiliz gemilerini bulunduğu koyların tehlikesini tespit eden uyarıları doğrultusunda belirledi.

Bu kendini Türk hisseden ve Türklerin milli kurtuluş savaşında onların yanında yer alan ve sonraları da  soyadı kanunu çıkınca M.Kemal Atatürk  Keresteciyana Türker soyadını vermiştir. Atatürkün hayatında önemli rol oynamış Osmanlı tebaası dört Ermen vardır.Berç Keresteciyan Efendi. Mustafa Kemale Samsuna hareketinden önce gizlice ulaşıp, İtilaf donanmasına mensup bir harp gemisinin Bandırma Vapurunu batıracağı haberini vermiştir. Bu kendini Türk hisseden insan,Türkçenin ilk etimolojik sözlüğünü hazırlayan Bedros Keresteciyanın oğludur.Berç Keresteciyan. Osmanlı Bankası müdürlüğü  ve Hilal-i Ahmer yani Kızılay'ın da yönetiminde görev yapmıştır. Mustafa Kemal onun uyarıları üzerine Bandırma Vapuru kaptanına Samsun'a varıncaya kadar savaş gemilerinin kayalıklara çarpma riski dolayısıyla yaklaşamayacağı kadar yakın bir mesafede kıyıya çok yakın bir rota izlemesi emrini vermiş ve böylece bir baskından kuorunmuştur. Atatürk, Cumhuriyetin ilanından sonra Berç Keresteciyan'a Türker soyadını verdi ve onun doğum yeri Afyon'dan milletvekili seçilmesini sağladı.

Kendini Türk hisseden ve Türklerin yanında yer alan İkinci bir isim  ise Garabet Tombalyan dır.O  Atatürkle Şam'da askerliğini yaparken tanışmıştır.Kışlada ve gurbette ,okuma yazma bilmeyen Türk askerlerinin mektuplarını yazan, onların komutanlıkla ilişkilerinde aracılık eden Tombalyan,askeri kışlada  herkesin takdirini kazanmış ve  Kaspar Yapar diye anılmaya başlanınca ,Mustafa Kemalin dikkatini çekmiştir. Konyanın Aksaray kazasından olan  Garabeti iyi bir eğitim almasını isteyen babası. kolejde okutmuştur. Mustafa Kemalin onu karargâhta görevlendirmiş ve kendisi büyük bir kahramanlıkla  komutanlık çadırına saldırmayı deneyen ingiliz işbirlikçisi arap olan üç kişiyle boğuşup onları içeri sokmayarak  yaralanmıştır.Dahası bu yiğit kişi  Mustafa Kemale Şamdan gönderilen parayı getiren kuryelerin baskına uğraması üzerine çarpışarak  paranın bulunduğu torbayı  karargâha ulaştırmış ve herkesin takdirini kazanmıştır. Mondros Mütarekesinin imzalanmasından sonra Halepe yerleşen Tombalyan orada Atatürkle ilgili hatıralarını yazıp yayımladıktan sonra 1939'da ölmüştür.

Agop Martayan ya da bilinen soyadıyla Agop Dilaçar,  Robert Kolejden mezun  olduktan sonra , yedeksubay olarak önce Diyarbakırda görevlendirilmiş, ardından Kafkas cephesinde görevlendirilmiş ve son olarak ise  Halep'e tayin edilmişti. Halepte esirlerin gözetimine memur edilen Dilaçar, Hintli tutsakların salçalı yemeklerden yakınmalarını dinleyip onlarla konuştuğu için ve onun ne konuda konuştuğunu bilmeyen diğer askerler tarafından ihbar edilmesi üzerine  tutuklu olarak Mustafa Kemal'in huzuruna çıkarılmıştır. Atatürke  Kafkasya cephesinde kahramanlığından dolayı aldığı  madalyasını göstererek  Komutanım bu madalya sahte değildir. diyerek Atanın güvenini kazanmıştır.Daha sonra Sofyaya tayin edilen ve sonra orada kalan Agop Martayanı Atatürk Cumhuriyetin ilanından sonra dil meselesi üzerine , İstanbulda Ermenice yayınlanan Arevelk gazetesindeki makaleleri kendisine iletildiğinde hatırlamış ve  kendisini  ailesiyle birlikte İstanbula davet etmiştir.Sonra da kurulan Türk Dil Kurumun yönetimde yer alarak  TDKnın önemli isimlerinden biri olmuştur.Mustafa Kemalin Milli Mücadele öncesi İstanbulda bulunduğu dönemde tanıdığı hayli zengin bir Ermeni olan  İğneciyan Efendi,varlıklı olduğu günlerde  Milli Mücadeleye ve Atatürke maddi destek olduğu ve Şişli'deki evin müdavimlerinden sayıldığı bilinmektedir.Mustafa Kemalin Milli Mücadele için Anadoluya geçtiği günlerde İğneciyan, Hain ve işbirlikçi Taşnak ermenilerinin ihbarıyla Türk Milliyetçilerine yardım ettiği gerekçesiyle işgal komutanlığının emriyle tutuklanarak Maltaya sürülmütştür. Ona ve ailesine ait bütün mala mülke de el konulmuştur. Esaretten döndükten sonra bir dilim ekmeğe muhtaç durumdaki ailesiyle Yedikulede bir barakaya sığınan İğneciyan, yıllar sonra Dolmabahçe Sarayında çalışan Atatürkü görmek için  kızıyla beraber saraya gittiğinde, Nöbetçi askerler onun halindeki perişanlığa bakıp Gazinin yakın dostuyum, arkadaşıyım.. deyişini önemsememişler ve içeri girmesine izin vermemişlerdir. Birkaç başarısız denemeden sonra bir gün yine kızıyla birlikte saraya gittiğinde genç kız nöbetçilerin gafletinden yararlanıp arabasına binmeye çalışan Atatürke ulaşarak babasını gösterince ,eski dostunu yanına alan Atatürk hemen onun ve ailesinin rahatı ve istikbali için talimat vererek vefasını göstermiştir.

 KÖKTÜRKLER