ATATÜRK'ÜN PEYGAMBERİMİZE DUYDUĞU HAYRANLIK !
Atatürk'ün Kuran-ı Kerime duyduğu derin sevgi ve saygısı, İslam dininin en saf şekliyle yaşanmasına olan inancı onun dindar yönünü her dönemde ortaya çıkarmıştır. Her zaman gerçek din ile batıl inançlarla dolu gericiliği net biçimde ayıran Atatürk, birçok konuşmasında, samimi ve içten bir şekilde Allahtan, İslamdan, Kurandan saygı ve bağlılıkla bahsetmiştir. Hz. Peygamberimizi övmüş ve Türk Milletine, gerçek dine sarılmayı ve daha dindar olmayı tavsiye etmiş. Allaha yönelmede Hz. Muhammedi rehber göstermiştir:
Bütün dünyanın Müslümanları Allahın son peygamberi Hz. Muhammedin gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammedi örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyetin hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler.
Hz. Muhammedi överek Onu kendisine örnek alan Atatürk, Hz. Muhammedin peygamberliğine kesin olarak iman etmişti. Hz. Muhammede duyduğu hayranlığı ve Onun peygamberliğini heyecanla anlattığı bir sırada yanında bulunan M. Şemseddin Günaltay, Atanın o anki halini şöyle anlatmıştır:
... Atatürk'ün denizlerden renk alıp renk veren gözleri, masanın üzerinde serili haritaya dikildi ve beni kolumdan tutarak masanın başına çekip parmağını bir noktaya dikti. Bu, kendi elleriyle çizdikleri bir askeri harita idi ve Hz. Muhammedin büyük Bedir Cengini adım adım gösteriyordu. Hz. Muhammede ve Onun peygamberliğine kadar, büyük askeri dehasına hayran olan eşsiz Sakarya Galibi, Bedir Galibini göklere çıkarırken, Onun Hak Peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar diye heyecanlandı.
Atanın son sözü şu olmuştu:
- Hz. Muhammedin bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fani insanların karı değildir, Onun Peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır.
Atatürk'ün Hz. Muhammede duyulacak sevgiyi tarif ettiği sözleri ise şöyledir:
Büyük bir inkılap yaratan Hazreti Muhammede karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir.
Atatürk, dinimizin tam anlamıyla ve aslına uygun olarak yaşanmasını ve milletimize doğru, modern, hurafelerden arındırılmış bir din anlayışını benimsetmeyi hedeflemiştir. Hiçbir aşırılığa kaçmadan, Kuranın modern bir dünyayı tarif ettiğini çok net biçimde özümsemiştir.
Açıkça anlaşılmaktadır ki, gerçek manada dindarlık, heyecanlı fanatiklerin, tutucu, kapalı görüşlü kimselerinkinde değil; Atatürkün tarif ettiği ılımlı, insancıl, modern yapıda kendini göstermektedir.
Büyük Atatürk'ün, İslam dinini, Kuran-ı Kerimi, Hz. Peygamberi ve dini müesseseleri öven tüm bu sözleri, Onun dinimize olan içten bağlılığını gösteren somut ve tartışılmaz belgelerdir
Aktaran
KÖKTÜRKLER