ÖZBEKİSTAN DOSYASI-2
Tarihi;
1-Özbek Adı ve Özbek Türkçesi
Özbek adı, Ebul Gazi Bahadır Hanın da belirtiği üzere, Altun Orda beyi Özbekin adından gelmektdir. Altun Orda tahtına Özbek Han (1313-1340) ın geçmesinden sonra, onun emrindeki kitlelere daha sonradan Özbekler denmeye başlannmıştır. Yani başlangıçta şahıs adı olan Özbek , bir zaman sonnra belli bir Türk topluluğunun adı olarak kullanılmağa başlannmıştır. Özbek Türkçesi , Modern Uygur Türkçesi ile birlikte Türk dilinin Güneydoğu da Çağatay grubuna girer.
2-Özbek Hanlığının Kuruluşu
Cengiz Hannın torunlarından Batu Han tarafından kurulan Altun Ordu Hanlığı (1227-1502) nin başına 9.han olarak , 1313 tarihinde Özbek Han geçmişti. Özbek Han, ilk günlerden başlayarak kararlı ve sert bir siyaset gütmüş, Kutluğ Timur Noyanın nasihatları sayesinde kısa bir zamanda bir çok rakip ve düşmalarıdan kurtulmuştu. Özbek Han Tuna taraflarında Nogayın şehadetinden sonra çoğalan Bizans ve Slavların nüfusunu kırarak tekrar Müslüman Türklerin baskısını artırmaya başladı. 1319 da Tunayı geçerek Edirneye kadar geldiler. Özbek Hanın orduları 1314 de, Bulgar Kralı Seventoslavın ölümünden sonra , Kral George Tertere Bizansa karşı yardım bahanesiyle Trakyaya , 1330 da Terterin Sırplarla olan savaşında ona yardımcı olmak gayesiyle Küstendile kadar ilerlemişti. Bu arada bazı hükümetlerle evlilik yoluyla da bağlar kurarak durumunu güçlendirmeye çalışmıştır. Mesela 1320 de kızı Tulun Bigeyi Kahireye zevce olarak göndermiş, bu arada Bizans tan da kızlar almıştır.
Özbek Han 1335 yılında Azerbaycan seferine çıktı. Bu sırada Bağdat Hatun tarafından zehirlenen Abu Said ölmüş ve İlhanlı Moğol hakimiyeti de çözülmeye yüz tutmuştu. 14.yüzyıl Acem tarihçisi ve coğrafyacısı Hamdullah Kazvini ,Azerbaycanda yapılan seferlerden söz ederken Özbek Hanın askerlerine, Özbekler dendiğini kaydeder.İbn Batuta, Özbek Han dan bahsederken, geniş bir ülkesi,kuvvetli bir ordusu olan şanlı , şöhretli ve devletli bir sultan olup , Tanrının düşmanlarında biri olan Bizans İmperatoru ile savaşa , cihad ve gaza etmeye vazifeli bulunmaktadır. Ülkesi gerçekten pek geniş ve büyük şehirlerle donanmıştır. Kefe,Kırım,Macar, Azak,Sogdak, Harezm ile taht kenti Saray bunların en meşhurları olarak sayılabilir demektedir. Gerçekten Özbek Han, İdil(Volga)kıyısında Saray kentini çok geliştirmiş ve büyütmüştür. Bu şehre yeni camilerin yapılmasını sağlamıştır. Sadece İdil kıyısında değil, Kırımda da yeni binalar yaptırmıştır.Onun zamanında bütün Deşt-i Kıpçak boylarında Türkçe konuşulduğu da bilinmektedir.
3-Buhara Hanlığı Dönemi
Daha sonraları Özbek ailesinden Abul-Hayr Han (1428-1468) zamanında Özbekler birbirleriyle daha da kenetlenmişlerdir. Timurluların son devirlerinde Özbekler saldırılarını artırmışlardır ve daha da güneye inmişlerdir. Ancak Saferi Devletinin kuruluşundan sonraki on yıl içinde, Akkoyunlu Devleti de ortadan kalkmış, Horasandaki Özbek hakimiyeti de elden çıkmıştı. Muhammed Şeybani Han (1500-1510) zamanında Maveraünehirin tamamını ellerine geçirmiş olmalarına rağmen, Şeybani Hanın ölümünnden sonra Özbeklerde bir kargaşa baş göstermiştir. 1512de Hive elden çıkmış, 1740 a kadar iç çekişmeler devam etmiş, 1740 ta İran hükümdarı nadir Şah ,(1736-1747) Ebul-Feyz Han (1717-1748) ın idaresindeki Buharayı ele geçirmiş ve 1748 de Ebul-Feyz in öldürülmesinden sonra Özbek Hanedanlığı sona ermiştir. 1753 tarihinde Buharanın başına Muhammed Rahimin geçmesiyle, Mangıt Hanedanlığı dönemi başlamış ve bu 1920 ye kadar devam etmiştir.
Özbeklerde devlet teşkilatı eski Türk geleneklerinin aynıdır. Devlet meclisindeki protokol Oğuz Kağan ve Dede Korkuttaki gibidir. Özbekler içerisinde Kazak ve Kırgız boylarını görmek mümkündür. Yani birbirine karışmışlık söz konusudur. Tarihçi Prof.Dr.Z.V.Togan Cengiz ve oğulları zamanında Türk ve Moğol unsurlarının kaynaşmasının ne kadar muayen olduğunu vurgulamak için, bugün mevcut Nogay ,Özbek,Kazak,Başkurt gibi büyük camiaların hepsinde müştereken mevcut kabile ve oymakları tespit etmek kafi gelir, demektedir. Bugün Özbekistan olarak bilinen cumhuriyet içerisinde Kongrat , Nayman, Kineges, Mangıt,Toyaklı,Saray ,barın,Üç Urug,Bugrut,Arlat,Kanglı,Kırk,Bataş,Kara Kalpak gibi boylara rastalamak mümkündür.
4-Çarlık Rusyası Zamanında Özbekler
Mangıt hanedanından olan Emir Said Haydar (1801-1826) zamanında Özbekler oldukça gelişmişlerdir. Düşmanlarıyla mücadele ettiği gibi ilme de önem vermiş olmasına rağmen , ölümünden sonra karışıklıklar ve iç çekişmeler yüzünden emirlik zayıflamıştır. 1826 da tahta çıkan Nasrullah Han (1826-1860) Rus tehlikesi hakkındaki İngiliz uyarılarını dikkate almamıştır. Yerine oğlu Muzaffereddin (1860-1885) geçmiştir.
Daha sonra Rusların Türkistana karşı daha ciddi olarak harekete geçtiklerini görüyoruz. Güneyde Hive Hanı Muhammed Rahim bir müddet müdafaadan sonra şehri bırakıp ve Taşkent 29 Haziran 1863 tarihinde Rus askerlerine kumanda eden General Çernayev tarafından ele geçirilir.
İlk devirlerde Buhara Emiri Taşkentteki Rus Umumi Valisi ile değil, doğrudan doğruya Petersburg Hükümeti ile münasebette bulunuyordu. Ayrıca Türkiyeye de hususi bir elçi gönderip siyasi bir münasebet kurmuş idi. Fakat çok geçmeden Buharanın Osmanlı Devleti ile temasını Ruslar menettiler. Hanlığın siyasi bağımsızlığı gibi askeri gücü de ortadan kaldırıldı.
Emir Gıyaseddin in 1885 te vefatından sonra yerine geçen oğlu Abdül-Ahad (1885-1910) zamanında Buhara tamamıyla Rus nüfuzuna girmiş ise de, Özbekistanda yer yer ayaklanmalara rastlanmaktaydı ki, bunlardan biri 1898 deki Fergana ayaklanmasıdır. Ondan sonra başa geçen Oğlu Mir Alim (1910-1920)in saltanatı sonunda Buhara Devleti yeni Sovyet rejimi tarafından ortadan kaldırılmıştır.
5-Sovyetler Birliği Döneminde Özbekler
Rusyada 1917 ihtilalinden sonra rejim değişmiş ise de , Türkler açısından değişen birşey olmamıştır. Mustafa Çokay 1917-1918 yılında kısa bir süre içinn şimdi Özbekistaın bir kısmı olan Fergana vadisindeki Hokandda müstakil bir devletin başkanı oldu. Fakat maalesef doğup büyüdüğü topraklarda değil, binlerce kilometre uzakta bir yerde; Almanyada 1942 yılında öldü.
1919 yılı başlarında Fergana bölgesindeki Sovyet Rus kıtaları komutanlığı Ferganadaki Basmacı hareketini yok etmek için geçici bölge komisyonları kurmuş ve bu komisyonların teşkilantlandırılmasına dair talimatlar yayınlamışlardır.
11 Ağustos 1919 da Rus Generali M.W.Frunzenin kumandası altında Türkistan Cephesi kuruldu. Frunze, Türkistan Cephesi mensuplarının başında 22 Şubat 1920 de Taşkente geldiğinde , şehirde bulunan Sovyet Rus memurlarının görevleri de o nnispette arttı. 13 Mart 1920de Lenine şu telgrafı çektiler.
Türkistanı ve onunla birlikte bütün Rusyayı Sosyalist ihtilalin düşmanlarının eline bırakmaktansa, savaşarak ölmeye hazırız 1921 Temuzunda Mustafa Kemal Paşanın isteği ile Buharaya gelen T.B.M.M. üyelerin İsmail Suphi Soysallıoğlunun teşebüsleri ile bir Türkistan Milli Birliği teşkilatı kurulupp başkannlığına da Zeki Velidi getirildi. Enver Paşa liderliğindeki Basmacılık denilen hareket ise olumsuz neticelendi. 1924 yılında düzenlemeler ile bugünkü cumhuriyetler teşkil edildi. Özbekistanın teşekkülü sırasında, yani 1924 te Tacikistana ittifak cumhuriyeti statüsü kazandırılarak Özbekistandan ayrılmıştır. 1926 daki sayımda Tacikistan ve Kırgizistan da oldukça mühim bir Özbek azınlığı olduğu görülmüştür. Sovyetler zamanında da Özbekistanda baskı ve sindirme politikası devam etti. Özbekler tarımın zorla kollektifleştirilmesi politikalarına da karşı olmuşlar, 1930 da mukavemetleri en üst düzeye ulaşmıştır.
6-Bağımsız Özbekistan Devleti
20 Haziran 1990 da egemenliğini, 1 Eylül 1992 de de bağımsızlığını ilan eden Özbekistan Türk Cumhuriyeti BDT üyesidir. Özbekistan Cumhuriyeti bugün Birleşmiş Milletler, AGİK gibi milletlerarası kuruluşlara üye,kalkınmakta olan bağımsız bir Türk devletidir.